Перевод: со всех языков на русский

с русского на все языки

genç adam

См. также в других словарях:

  • ailevi — sf., Ar. ˁāˀilevī Aile ile ilgili Ailevi bir laubalilikle genç adam, köşe koltuğuna kuruldu. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boğum boğum — sf. Çok boğumlu Sanki Çakır ın boğum boğum bileğini muayeneye alan genç adam bu değildi. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bön — sf. Budala, saf, avanak, ahmak Genç adam çirkin hatta biraz bön. S. F. Abasıyanık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bön bön bakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dayanılmaz — sf. 1) Karşı konulamaz veya karşı çıkılamaz (kimse veya şey), tahammülfersa Genç adam, dayanılmaz bir cazibeye tutulmuşçasına hemen hesabını ödedi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Tahammül edilemez, katlanılamaz Dayanılmaz bir kış ayazı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fişeklikli — sf. Fişekliği olan Gittiği zaman karşısında filintalı, fişeklikli, külotlu ve kalpaklı aslan gibi bir genç adam bulmuştu. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gerçekten — zf. Gerçek olarak, hakikaten, sahi, sahiden, filhakika, filvaki Hiçbir genç adam, ölümü gerçekten düşünmemiştir. N. Ataç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köşe koltuğu — is. Odanın veya salonun köşesini kaplayan koltuk Ailevi bir laubalilikle genç adam, köşe koltuğuna kuruldu. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nokta — is., Ar. nuḳṭa 1) Çok küçük boyutlarda işaret, benek 2) Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret 3) Yer Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık. A. Haşim 4) Konu, konu ile ilgili önemli bölüm Genç adam, o… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıyırmak — i 1) Hızla sürtünerek bir şeyin yüzünden bir parça soymak, koparmak veya üzerini hafifçe yırtmak Çark elini sıyırdı. 2) Sürtünerek veya çekerek bir şeyi yerinden almak, kaldırmak, düşürmek 3) Bir şeyin üstündeki örtüyü çekerek almak veya açmak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şakak — is., ğı Göz, alın ve yanak arasında, elmacık kemiğinin üstünde bulunan çukurumsu bölge Genç adam tekrar elini hastanın başına, şakaklarına götürerek bütün yüzünü, boynunu okşadı. P. Safa Birleşik Sözler eli şakağında Atasözü, Deyim ve Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaralanmak — nsz 1) Yaralama işi yapılmak Adamcağızın yaralanmamış tarafı kalmamış. R. H. Karay 2) mec. Gücenmek, incinmek, kırılmak Gururu yaralanan genç adam, duyduğu acı ile kendisini yeniden yaratmıştı. Y. Z. Ortaç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»